İçeriğe geç →

KINGSMAN: THE GOLDEN CIRCLE – İNCELEME

Ünlü çizgi roman yazarı Mark Millar’ın beyazperdeye uyarlanan kanlı, sert, kara mizah eserlerinin son halkası da Kingsman: The Golden Circle. Ben Mark Millar’ı severim, her romanda kendi ekmeğini yemeğe devam ettiği ve aynı tarzı devam ettirdiği için sevmeyenler de çoğunlukta. Aynı tarzı devam ettirmesi kötü değil. Bir açıdan bakarsanız Tarantino da senelerdir aynı şeyi yapıyor ve kesinlikle yeteneksiz diyemeyeceğimiz biri. Edgar Wright gibi hiçbir tarzı olmayıp Hollywood’da adını duyurmak için ‘ne olursa çekerim’ci olmaktan iyidir. Kıyaslanamaz.

Daha önce yine Millar’a ait Kick-Ass ve Kingsman’ın ilk ciltlerini filme aktaran yetenekli yönetmen Metthew Vaughn, Kingsman: The Golden Circle filminde de koltuğunu korumuş.

Çekimler, diyaloglar, espiriler ve klişelikten uzaklığıyla kendini sevdiren ilk filmin devamı da aynı onun gibi olmuş. Fazla deşmeye gerek yok. Terzi dükkanında ve içki fabrikasında ajancılık oynayan adamların olduğu bir filmden bahsediyoruz. Tek amaç izleyerek eğlenmek.

Kingsman: The Golden Circle size 144 dakika boyunca kesinlikle sıkılmayacağınız, her sahnesi espirili kaliteli çekilmiş bir aksiyon sunuyor. Elbette ilk filmle kıyaslanan ya da kendi içinde olan birçok eksikliği ve saçmalığı var. Zaten dediğim gibi fazla deşmeye gerek yok, sonuçta bir Hollywood filmi.

Konusu da her aksiyon filminde olduğu gibi yetersiz ve saçma olarak nitelendirilebilir. Aksiyon ya da süper kahraman filmlerinde en bıktıran şey dünyayı ele geçirmeye çalışan kötüler. Daha önce de benzetmesini yapmıştım; tarih derslerinde okuduğunuz Rusların sıcak denizlere inme isteği gibi. İlk Kingsman filmi kısmen de olsa farklıydı ve kötü tarafın amacı bir şekilde insan nüfusunu azaltmaktı. Valentine isimli kötü karakter oldukça kaliteli tasarlanmış ve Samuel L. Jackson tarafından iyi oynanmıştı; bu filmde yalnızlıktan ve ezilmiş yaşamaktan bıktığı için uyuşturucuyla insan öldürmeye çalışan anlamsız Poppy’den kat kat kaliteliydi. Eski filmlerden kalan ve bu filmde birden fırlayan intikamcı acemi karakter ve onun her ajanın kimliğini saptayıp sistemi çökertme hevesinden bahsetmeye gerek yok. Keşke Skyfall ile beraber bitseydi bu iş. Ama daha irili ufaklı birçok filmde mevcut..

Konunun boşluğunu sorgulamamak gerektiğine hemfikir olduğumuzu düşündüğüm için yönetmenliğe bakacağım. İlk filme konulmadığı için şaşırtan ve eksiklik hissettiren araba takip sahnesi bu filme tüm ihtişamıyla yerleştirilmiş. Aksiyon filmlerinde rahat kontrol ettikleri için kullandıklarını düşündüğüm (tek sebep budur umarım) klasik düz vites arabaların yerini bu sefer hayalimdeki gibi tekerleri yanlara ilerleyebilen daha donanımlı araba almış. Araba sahnesi dozunda bir uzunlukta çekilmiş. Yakın dövüşlerdeki ağır çekimler başarılı. Sonda Whiskey’e karşı yapılan ikili kavga çok iyi. Whiskey’nin bar sahnesi ve kulübe kavgaları da ilk filmdeki kilise sahnesi kadar olmasa da oldukça iyi sayılırdı. Saçma sapan gönderme yapma çabalarına girişilmemiş. Kendini çok belli eden foreshadowing de yoktu.

İlk film sadece Kingsman üzerine kuruluydu fakat bu filmde işin içine Statesman ajanları girince spot ışıklar bölünmek zorunda kalmış gibiydi. Ben Kingsman gibi yerli halklarından etkilenen kementli, altı patlarlı Statesman ajanları fikrinin tamamen gereksiz olduğunu düşünüyorum. Devam filminde oynamak için bir sahnede havalı şekilde silah çeken Channing Tatum’u çözemedim. Jeff Bridges’i öyle 5 dakikalık bir rol için koymalarının amacını da çözemedim. Sir Elton John bile bir sürü adamla bir robotu parçalamışken Champaigne’nin tek yaptığı hareket şapka fırlatmaktı. Halle Berry’nin de boş bir rolde olduğunu gördükten sonra tek amacın pr olduğunu anlamak zor olmuyor zaten.

Ama Whiskey’i hemen geçemem. Ana oyuncular arsında ismi geçmemesine rağmen Channing Tatum’dan daha aktif olduğu kesindi. Pedro Pascal o kadar karizmatik oynamış ve role o kadar çok yakışmış ki; haldır huldur olan diğer iki Statesman’le kıyaslandığında onlardan faklı bir yapısı ve amacı olduğunu resmen hemen belli etti. Zaten film biraz ilerlemeye başladıktan sonra onda bir terslik olduğunu düşünmeye başlıyorsunuz. Ama sadece bu kadar; herhangi bir derinliği yok. Sadece karizmatik o kadar. Zaten çok derin konulu bir film değil; hortlayan eski ajan, intikamcı eski öğrenci cyborg ve ezeliyeti gösterilmeyen yavan düşman klişeleri mevcutken hain ajan olmasa o zaman garip olurdu.

Kingsman ekibi ufak tefek aksaklıklar dışında yine müthiş. Eggsy, Harry ve Merlin muhteşem bir ekip. Merlin’in ölümü gereksiz olmuş, bizi yaralaması gerekirken hiç etkilemedi. Ölmese çok daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Harry’nin kusurlu bar sahnesi komikti. Ama genel anlamda toparlanamaması işini çok fazla uzatmışlar. Son ana kadar çok yorgun bir tablo çizdi. Taron Egerton oldukça yetenekli bir oyuncu, umarım daha farklı rollerde izleme şansımız olur.

Belirtmeden geçemeyeceğim komik nokta ise Sir Elton John. Köpeğin önüne atladığı sahne o kadar komik ki; sırf onu görmek için bile film izlenir. Arif v 216’da Zeki Müren’in komikliğinin de az çok buradan esinlenildiğini düşündürdü bana. Poppy bile ona o kadar hayran ki köpeklerine Bennie ve Jet isimlerini vermiş.

Filmde yine James Bond göndermeleri ve alayları var. İlk filmde de vardı zaten.

Herhangi bir viski firmasının satışları da bu filmle patlamış olabilir. Constantine’deki sigara içişler kadar belirgin midir bilmem ama sanırım bu kadar çok viski içeren bir filmi ben hiç görmedim.

Kingsman: The Golden Circle, sizi eğlendirebilecek güzel bir film. Çok hayal kırıklığına uğradığını söyleyenler olmuş, saçma. Film zaten size çok şey vadeden derin bir film değil. David Lynch’in yeni Twin Peaks’ine üzülmek çok daha mantıklı. Bu filmin üzerine mantıklı tartışmalar yapmaya çalışmak Survivor Panorama’da Survivor oyunlarını tartışmak kadar saçma. İyi vakit geçireceğiniz kesin, o yüzden bir şans verip bakın derim.

  • 6/10
    Yönetmenlik - 6/10
  • 6/10
    Sinematografi - 6/10
  • 6/10
    Senaryo - 6/10
  • 7/10
    Kostüm-Dekor - 7/10
  • 6/10
    Kurgu - 6/10
  • 7/10
    Müzikler - 7/10
  • 7/10
    Oyunculuklar - 7/10
6.4/10

Özet

+Derinlik aranmayan eğlenceli bir film
-Hollywood filmi

Kategori: İncelemeler Film İncelemeleri

Yorumlar

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir